DENİZ KIZLARININ
SAKİNLEŞTİRİCİ HAZİNESİ
Akuamarin adını latincede “Su” anlamına gelen “Aqua” ve “Deniz” anlamına “Marina” adlı kelimelerden almıştır. Tarih boyunca su ve denizlerle ilişkilendirilen Akuamarin Taşı iyi şans ve korkusuzluk tılsımı olarak kullanılmıştır.
Romalı balıkçılar bu değerli taşa “deniz suyu” adını verdiler, tekneyle güvenli seyahat ve balık yakalamada şans için kullandılar. Aynı zamanda arındırıcı özelliklerini bildiklerinden, kadeh yapımında da Akuamarin taşını kullanmışlardır.
Akuamarin bir aşk kristalidir. Eski dönemlerde genellikle “Dünyanın suları aktığı sürece” anlamında söz veya evlilik yüzüğü olarak verilirdi. Sümerler, Mısırlılar, İbraniler ve Yunanlılar da bu taşa hayrandı. Mısır mumyalarında boncuklar keşfedildi. Yunanistan’daki kalıntılarda da Akuamarin taşlarının gravürle işlenerek tılsım olarak kullandığı tespit edildi.
Akuamarin bir cesaret taşıdır. Sakinleştirici enerjileri stresi azaltır. Hassas kişilere daha derinden dokunur. Hoşgörü duygusunu harekete geçirir, algıyı netleştirir, zekayı keskinleştirir. Özellikle etki ettiği Boğaz Çakrası ile rezonansa girer, kendini ifade etmeyi teşvik eder, korkuları yatıştırır. Aurayı korur ve çakraları hizalar, meditasyon için harika bir taştır.
Açık mavi tondaki ışınları, yıkıcı davranış kalıplarından kurtulmak için mükemmeldir. Öfkeyi dizginleyecek, daha yumuşak olmanıza yardımcı olacaktır. Nazik ve şefkatli bir enerji yayan Aquamarine sahip olduğumuz hayatı kabul etmemize, düşünmemize ve sorgulamamıza yardımcı olur. Umut, keşif ve denge getirir, ruhsal anlayış yoluyla iç uyumu ve huzuru teşvik eder. bizi merkeze döndürür