lav taşı ile
Güç ve Koruma
Zamanın başlangıcından beri insanlar volkanik tezahürlerden büyülenmiş ve korkmuşlardır. Dünyanın gücünü, elementler karşısında insanlık durumunun kırılganlığını sembolize eder. Bazen ilahi olanın enkarnasyonudur, tellürik güçlerin dünyadaki birçok insanın kozmogonisinde temsilleri vardır ve bu patlamalar bazen ilahi gazapla da ilişkilendirilebilir. Sonuç olarak Lav Taşı eski halkların mitlerinde, efsanelerinde ve büyüsel ritüellerinde her zaman önemli bir yere sahip olmuştur.Büyülerle savaşmak, güç ve koruma getirmek, bu magma minerallerinin de kullanıldığı ayinler dünya tarihine damgasını vuruyor. Görünen o ki, “bazalt” kelimesi, birinci yüzyılın doğa bilimci yazarlarından Yaşlı Pliny’nin Habeşistan’dan “pişmiş” anlamına gelen “Bsalt” teriminden çıkardığı yazılarında bulunuyor. Aynı anda hem çok sert hem de hafif olan, rengi ve kökeni açısından eşsiz olan bu garip mineral, zaman içinde birçok kullanım alanı bulmuştur.
Tedavi edici veya büyülü kullanımının yanı sıra, Orta Çağ’da harç üretimi veya bina inşaatı için önemli bir rol oynamıştır. Örneğin, Clermont-Ferrand’daki Notre Dame De L’Assomption Katedrali’nin Volvic lavından inşa edilmiştir, aynı zamanda Amboise çeşmesi de vardır.
Psikolojik olarak, neşe getiren, yatıştırıcı olarak kullanılan faydalı bir mineral oluşumudur. Kaba görünümü, içerdiği yumuşaklık ve sıcaklıkla tezat oluşturur. Kullanıcıları üzerinde olumlu bir etkiye sahiptir, onlara cesaret, özgüven ve güç kazandırır. Dünyanın matrisinden gelir, yeniden doğuş, yenilik ve değişim getirir. İçerdiği ateş gücü pozitif güce dönüştürülür.
Doğal manyetizması, günlük yaşamın zorluklarının üstesinden gelmeye yardımcı olur. Bu mineral oluşumu aynı zamanda psikolojik yeniden yapılanma için bir müttefiktir, travmanın, gizli tıkanıklıkların, olumsuz ve aşırı duyguların üstesinden gelmek için güç getirir. Bu mineralin öfke, hayal kırıklığı ve sinirlilik üzerinde büyük etkisi vardır. Aynı zamanda, kendini bilmeye götüren, bilinçdışının mükemmel bir ortamıdır.